|
|
|
*****İKİ YÜZLÜ GERÇEKLER*****
Düşünceleriyle,davranışları arasında uçurumların bile az kaldığı
sahte namusluları mutlaka sizlerde tanımışsınızdır..Bunların bilmediği
hiçbirşey yoktur..ticareti,siyaseti,fikri,zikri,her şeyi bunlar
bilir..Sürekli geçmişi,geleceği,anlatır dururlar..Hertürlü fikrin zamparası
olmuşlardır,hala namustan bahsederler..Kendilerinden yaşça küçük,akılca
büyük olan nice gencide ‘;abilik’;kavramı içinde akıllarınca
eritirler....Bilgi sahibi olmadan ,yorum sahibi olurlar..Tarih
bilmezler,edebiyat bilmezler,çözümleyici düşünce yapısı neredeyse yoktur..Buna
karşın öğretici davranırlar..
Bunların düşünceleri boşlukta
gelişmiştir,köksüzdür..köksüzlüklerini giderecek her şeye teslim
olurlar..Tüm yaşantıları şark kurnazlığı üzerine kuruludur..Yöresel
ilişkilerde bu maya biraz tutar,ama eğitimi ve ekonomisi yüksek yerlerde
golü yerler..Bildikleri her şey sermaye üzerine kilitlenmişdir...Buna da
gerçekçi yaşam diyerek,ülkücülere dudak bükerler..Onlar için para kazanmak
okyanus gibidir..bu uğurda sınırsızca savaşırlar..Herşeye meydan okurlar..
Kendilerini kapitalciliğe kaptırmışlardır,duruma göre dönüşüm içine
girerler..bırakın bari ülkücülük bizim,gerçekçilik sizin olsun..Bizler kendi
başımızı kendi omuzlarımızda taşır,kendi irademizi ortaya koymada
zorlanmayız…;..Dayatılmış rollerin figüranı da hiç olmayız..Hikayelerinizi
bize değil sizin gibi olan kardeşlere anlatın…;’;Dağ gibi vakur,toprak gibi
alçakgönüllü ol..sözünden yola çıkmış olan bizleri belkide
anlamıyorsunuzdur..Devşirilmiş bir inanç ve değer anlayışında hiç
olmadık..Zihin haritası bozulanlar,bu haritaları çöpe atsınlar artık..
İyi ki fikirlerimize oksijen olan ağabeylerimiz
var..Beslendiğimiz iklimin öteki kaynağı onlar,Onlar da olmasa vay benim
ülkeme,vay benim gençliğime…;
Aslında sizler için söylenmiş en güzel söz sevmediğim bir
yazardan:Hz.Hüseyin için ağlar,Yezid'e destek verirsin..Sana kurban olarak
koç hediye edilse,sen onu pazarda satarsın..Sen fahişelere hakaret
eder,geceyi fahişelerle geçirirsin..
‘; BAŞBUĞ ’;
Tam 10 yıl geçti.Onu çok özlüyoruz.Erciyeste,Baküde onu karşılayan
yüz binler geçti gözümün önündenTürk kurultaylarındaki devlet adamlığını
anımsadım sonra.Ve Siper et,gövdeni!dursun bu hayasızca akın!da anlam bulan
ne mozaiği ulan! sözlerini
Derken;kendimi ona en iyi yazılmış şiirlerden birinde
buldumDilaver Cebeci hocam yazmıştı;şiiri Ve Sığınırım İçimeadlı
eserinde.Bugün bir Başbuğu anarken sizlerle paylaşmak istedim..
-Şimdiki Zaman Çekiminde Bir Mahkuma Mektup-
Sana bu mektubu bir gece yarısında yazıyorum
Azatlığın zirvesinde sohbete dalmış yıldızlar
Zühre bir şarkı tutturmuş Babilden kalan
Zavallı dünya habersiz,zavallı dünya sağır
Bir Harutla Marut bir de ben dinliyorum
Derken kayıp gidiyor yıldızlardan birisi
Bir intikam fişeği gibi saplanıyor karanlığın karnına
Senin namına yıldızları kıskanıyorum.
Kim bilir kaç ışık yılı uzakta
Öfkeyle kollarını çemriyor yalancı fecir
İmanım gibi biliyorum vakit asılmak vaktidir
Ve Taksim gazinolarında trahomlu şairler
Mısra arıyorlar masaların altında
Kanını içiyorlar bilmeden ‘;Cennet atları’;nın
Ben yurdumun en sert tütününden bir sigara sarıyorum
Dumanı ciğerlerime değil iliklerime çekiyorum
Ne kadar ürkek ceylan varsa Asya çöllerinde
Domaniç yaylasında ne kadar dizginsiz at
Başlıyorlar koşmaya kılcal damarlarımda
Sıcak solukları yalarken alnımı
Toynaklarını hissediyorum alyuvarlarımda
Sana bu mektubu evimin balkonunda yazıyorum
Sağ elimi koyuyorum tam yüreğimin üstüne
Çankaya yokuşunda söylediğimiz marşı duyuyorum
Ulu kayalar parçalanıyor beynimin bir yerinde
Bir yerinde demirden dağlar eriyor
Atlas yelkenli gemileri unutmuş birkaç levent
Viski kokulu bulvarlarda yavaş yavaş ölüyor.
İstediğin o seccadeyi hemen gönderiyorum
Üstünde Kabe resmi ve anamın duaları var
Ve bildiğin sebeplerden ben gelemiyorum
Yine biliyorsun ki sevmedim ülküden başkasını
Başı dumanlı dağları,dolunayı,ufukları
Bir de Çankaya yokuşunda rüzgara tutulmuş saçlarını
Önce Allah sonra genlerim şahit
Sevgimi üç bin yıl sonra doğacak torunuma yolluyorum
Trahomlu şairler doğruluyorlar masaların altından
Parmakları fahişelerin karanlık saçlarında
Benim kalemimden kan değil süt damlıyor
Geceler boyu böyle geleceği emziriyorum
Kahrolayım sevmedim ülküden başkasını
Bir de seni çok seviyorum…;
!!!
****YILMAZ ÖZDİL'DEN BİR YAZI*****
Genç okurlar sık sık sorar...
"Kimleri okursunuz?"
"Hangi yazarları tavsiye edersiniz?"
Küçük ilanları tavsiye ederim.
Kendileri "küçük" tür ama, "büyük" manzarayı anlatırlar bize...
Bizzat vatandaş tarafından yazıldığı için "hayatın gerçeği" dir.
Sağlam fikirler verir, nasıl bir ülkede yaşadığımız hakkında.
Mesela... "Otopark işinde 5 yıl deneyimli, kefil verebilecek eleman aranıyor" demiş bir tanesi.
Manzara budur.
"İşsizlik azaldı" deniyor ama, otopark kahyalığı için bile "kıdem" ve "torpil" gerekiyor bu ülkede.
"Dershanemize acilen Türkçe öğretmeni alınacak, stajer olabilir" demiş biri.
Hakikaten acil.
Stajer yazmalarından belli.
"Yeni açılacak pastanemize tecrübeli garson aranıyor, görüşmeler gizli tutulacaktır..."
Sanırsın MİT'e alıyor garsonu.
"Çay ve kahve yapmayı bilen aşçı aranıyor..."
Bilmeyeni var demek ki.
"Sulu yemekten anlayan dönerci aranıyor."
Ya "zeytinyağlı döner" icat etti...
Ya da "dönerci yevmiyesiyle bütün mutfağı sana yıkacağım, haberin olsun" demenin kibarcası...
"Hastanemize tam gün çalışacak, tecrübeli beyin cerrahi uzmanı alınacaktır."
İster misin Gazi Yaşargil başvursun...
Ama en güzeli şu:
"Yeni kurulan hastanemiz için nöroloji, göz, genel cerrahi, plastik cerrahi, dermatolog, dahiliye, çocuk, kadın doğum, kardiyoloji, radyoloji, fizik tedavi, anestezi uzmanları ile ameliyat ve yoğun bakım hemşireleri aranmaktadır."
Ha gayret!
Geriye kaldı, üç nal, bir at.
"Telefona bakacak bekar ve fiziği düzgün bayan aranıyor."
Evli ve paçozlar telefona iyi bakamıyor, malum.
"28 beden, 1.65 veya 1.70 boylarında sekreterlik yapabilecek eleman alınacaktır."
Oha!
"Evinden çalışacak tecrübeli veya tecrübesiz sohbet operatörü bayanlar aranıyor."
Ön sevişme şartı yok yani.
Tecrübesiz de kabul.
"Üniversite mezunu, halkla ilişkilerde en az 5 yıl deneyimi olan, yabancı dil bilen, diksiyonu düzgün, otomobil ehliyeti sahibi, yurtiçinde seyahat engeli olmayan erkek eleman aranıyor."
Beni tarif etmiş adam...
Aradım telefonla.
Maaş 500 lira.
Artı yemek.
Pazarlamacı.
Şuna bayıldım...
"Büyükbaş hayvanların çiftlik işinden anlayan aile alınacak... Ciddi olanlar arasın."
İnekler karakter sahibi çünkü.
Hoşlanmazlar yılışıklardan.
Şöylesi bile var...
"Ülke sorunlarının çözümü ile ilgili araştırmalar yapmak üzere kurulmakta olan araştırma kurumunun yönetiminde yeralacak, araç kullanabilen asistan alınacaktır..."
Benim anladığım şu...
Şoför alacaklar!
Arada bir arka koltuktan "ülke sorunlarının çözümü" için soracaklar,
"ne olacak bu memleketin hali?"
Herhagi bir pazar...
Eğer vaktiniz bol ise.....
Açın, okuyun küçük ilanları. Memleketin halini merak ediyorsanız, hepinize tavsiye ederim.
|
|
|
|
|
|
|